Üniversite tercihleri bundan sonraki yaşamınızda sizlerin ne olacağını ya da ne olmayacağınızı belirler. Bu işi hafife almak yapılabilecek en büyük hatadır. Yalnız bir tercih bilgisayarın başına geçip “Bakalım hangi üniversitelere ve bölümlere girebiliyormuşum?” cümlesiyle başlamamalı.

Öncelikle gelecekte hangi mesleği yaparken kendinizi hayal ediyorsunuz?

Geleceğin Türkiyesi’nde hangi meslekler daha çok kazandıracak?

Tercih edeceğimiz bölüm bizim gerçekten hayal ettiğimiz bölüm mü?

Gideceğimiz üniversite bize dilediğimiz imkanları sunabilecek mi?

Seçeceğimiz üniversite ve bölüm, bizim mi yoksa ailemizin mi isteği?

Dilediğimiz bölümün puanı tutmuyorsa bir yıl daha sınavlara hazırlanırsak dileğimize kavuşur muyuz?

Sorularımızı tek tek cevaplamak istiyorum:

Öncelikle yapmayı düşündüğünüz mesleği şöyle bir zihninizden geçirin. Bunu uzun süre düşündükten sonra sizin için artılarını ve eksilerini bir kenara yazın. Tercih esnasında bunları gözden geçirirsiniz.

***

Geleceğin Türkiyesi’nde ve dünyada hangi meslekler daha çok kazandıracak, bunun için bir araştırma yapabilirsiniz. Kendinizi bu konuda gerçekçi bir biçimde yorarsanız doğru tercihe bir adım daha yaklaşmış olursunuz.

Hayalleriniz her zaman gerçekleşmeyebilir. Bu demek değil ki hayalleriniz gerçekleşmedi diye mutluluğu kaçırasınız. Kimi zaman hayallerimizle yeteneklerimiz örtüşmeyebilir. Bu durumda en sağlıklısı yeteneğimiz olan mesleklere yönelebilmektir.

Günümüz dünyasında üniversitelerimizin öğrenim hayatımız sırasında bize kazandırdıklarından ziyade bizim daha okurken kendimize neler kazandırabiliyoruz, bunları gözden geçirelim.

Geniş, havalı, fiziki şartları mükemmel bir kampüsün bizi zirveye taşıyacağını düşünmek büyük bir hata olur.

***

Aileniz ve siz ortak karar verin. Bu konuyu dünyanın en önemli meselesi haline getirmeyin. Akıllıca fikirler sakin ortamlarda ortaya çıkar. Birlikte düşünün, birlikte karar verin.

Değerli gençler ve sevgili aileler, öğrencimiz ilk yılında dilediği sonucu alamadıysa bilin ki bu, onun umutlarını yitirmesini gerektiren bir sonuç değil, hayalleri için daha iyi çalışmasını gerektiren itici bir kuvvettir.

Hayatımızda kimi zaman dilediğimiz sonuçları alamayız. Pes etmek gibi bir gaflete düşmek yerine, bu durumu lehimize çevirmek için, eksiklerimizi gözden geçirip doğru bir yol haritasıyla yeniden sınavlara hazırlanabiliriz.

Ömrün tamamını düşündüğünüzde bir yıl daha sınavlara hazırlanmanın büyük bir eksiklik olmadığını fark edeceksiniz.

***

Değerli öğrenciler ve veliler, sınavların sonucuyla yaşam başarısı arasında doğrudan bir ilişki kurmanın mümkün olmadığına daha önceki köşe yazılarımda da sık sık değinmiştim.

Bu nedenle alınan sonuçları doğru tahlil edip tercihleri aklı selim biçimde yapmak sizler açısından oldukça iyi olacaktır. İyi bir tercih haftası diliyorum sizlere.

EMRE ÇİĞDEM

09.07.2013